Beyoğlu, İstanbul — Garaj
Ekim 2017

Bir zamanlar şarkıcı olup müziklerimle dünyayı kasıp kavurmak istediğimi söylemiş miydim? Sanırım hayır. Bu düşüncenin üzerinden yıllar geçti ama müzik, çocukluğumdan —hatta küçüklüğümden— beri benim için yeri çok ayrı bir ifade şekli.

Bilgisayarımda ve birkaç bulut depolama servisinde, bir köşede bekleyen çok fazla melodi var. Onları ara sıra açıp dinlemek, eski günlere ve içimde artık sönmüş olan o tutkuma selam vermek gibi geliyor. Hiçbir şeyi paylaşmıyorum da değil. Burada albüm olarak derlediğim üç koleksiyon var. SoundCloud hesabımda ise bir albüme koymadığım başka melodiler de bulunuyor.

Yaptığım işler, şu anda gerçekten dinlemek istediğim şeyler mi? Bu soruyu sanırım pas geçmek zorundayım çünkü cevabı “hayır” olarak verirsem kendimi üzer miyim, bunu bilmiyorum. Yine de her dinlediğimde hâlâ bir şekilde heyecan duyduğum birkaç melodi var ve onları muhtemelen kafamı artık hızlı sallayamayacak yaşa geldiğimde bile yüzümde bir gülümsemeyle dinlemeye devam edeceğim.

auris Mayhem2016

Ethereal2018

Ethereal Pt. 22019